Son yayınladığım postumda bahsetmiştim, orkidemin çiçeklerini döktüğünden ve ne kadar üzüldüğümden. Bu gün resimlerime bakarken çiçekli haliyle görünce nasıl sevindiğimi anlatamam. Hemen paylaşayım istedim. Ne de güzeldi. Bu arada adını pinky koymuştum. Oysa şimdi sadece yaprak ve dallardan ibaret.
5 Ağustos 2012 Pazar
3 Ağustos 2012 Cuma
Ofisteki menekşe...
Resimde gördüğünüz güzel menekşe benim değil ama benim masamın arkasındaki camın önünde duruyor ve ona ben bakıyorum. İlk geldiğinde bir tanecik kurumuş çiçeği vardı. Şimdi ne güzel oldu. Baktıkça büyüyor, daha çok çiçek açıyor ve daha bir güzelleşiyor. Ben de ondaki bu değişimi gördükçe mutlu oluyorum.
Kendi çiçeklerime gelince, kaktüsüm biz tatildeyken kurumuş, orkidem çiçeklerini dökmüş (şu anda tek çiçeği kaldı), fesleğenim zaten çok önceden kurumuştu:(( Tatilden dönüp de çiçeklerimi öyle görünce çok üzüldüm. Ama pes etmedim. Yeni saksılar aldım. Yeni çiçekler ekeceğim. Resimlerini de sizlerle paylaşırım artık:))
30 Temmuz 2012 Pazartesi
Lorelei Diyor ki: Satürn ve Merkür gerilemesi (2)
Yine
merhaba.
Satürn’ün Terazi’deki yolculuğunun tüm burçlardaki etkilerine bakmaya
devam ediyoruz. Satürn Terazi’de kuşkusuz Terazi burçlarını ve yükseleni Terazi
olanları etkiliyor. Bu dönem son 14 yılda yaptıklarımızı, başardıklarımızı,
kurduğumuz dünyamızı gözden geçirmemiz, nerelerde hata yaptığımızı kendimizi
yargılamadan ve objektif şekilde tespit etmiş olmamız gereken bir döneme işaret
ediyor. Bu dönem çabuk başarılar dönemi değil, ilerde ulaşacağımız başarılara kendimizi
hazırlama, kendimizi yeniden yapılandırma dönemidir. Bu noktadaki Satürn yapıcı olduğu kadar
zorlayıcı da olabilir. Artık başkalarının bizi nasıl değerlendirdiği değil
bizim kendimizi nasıl değerlendirdiğimiz, bundan sonra ne yapmak istediğimiz,
nasıl bir gerçekliğe ulaşmak istediğimiz, kısacası ‘kendimize ulaşmamız’ önemlidir.
Satürn
Akreplere ve yükselen Akrep’lere bu dönemde içe dönüp aradığını bulup
bulmadığını sorgulama fırsatı veriyor. Bu dönem yeni bir girişimde bulunmak,
yeni başlangıçlar yapmak için uygun bir dönem değildir. Zaten kişiye böyle bir
enerji de vermez. Burada bitirmeyi bilmek, şartları fazla zorlamamak gerekiyor.
Büyük değişimler gereklidir ama bunun nasıl olması gerektiği bir problem
oluşturduğundan içe dönüş yaşamalı, bu döngüde ne kazanıp ne kaybettiğimizi net
olarak görmeliyiz. Olumsuzlukları
körüklememek için kendimizi sorgularken yargılayıcı olmamaya, kurban
psikolojisine girmemeye ve objektif olmaya dikkat etmeliyiz.
Satürn
Yaylara ve yükselen Yaylara, arkadaşlıklar, gruplar ve idealler alanında
sorumluluklar ve zorluklar çıkarabilir Eğer kişi başkalarıyla bir araya
gelmeyi, yardımlaşmayı, takım çalışması yapmayı sevmiyorsa, diğer kişiler önüne
çıkıyor, istemediği sorumlulukları yüklüyor gibi hissedebilir. Oysaki bu talepleri
yerine getirirsek ödülünü görebiliriz. Eğer idealimize ulaşmak için yeterince
çalıştıysak ve bu ana kadar iyi bir hazırlık yaptıysak ödülünü görebiliriz.
Eğer buraya kadar gereken adımları atmadıysak geleceğe dair ümitsizliğe kapılabilir
ve Satürn bir sonraki burca geçtiğinde bir çöküş yaşayabiliriz.
Satürn
Oğlakları ve yükselen Oğlakları da şöyle etkiliyor: Unutmamamız gereken konu bu
dönemde en önemli noktada olduğumuzdur. Artık kim olduğumuzu, ne istediğimizi,
ne gibi çabalar sarf ettiğimizi ve neyi hak ettiğimizi topluma gösterme zamanı
geldi. Satürn hem objektif hem de bize ait alanda, her şeyi objektif olarak
gösterebilme fırsatı verecektir. Özellikle kariyerle ilgili olarak yeni
sorumluluklar alabiliriz. Eğer 20 yıldır gerekli adımları atabildiysek,
liderlik vasfı kazanmak veya birey olarak başarımızı kanıtlamak mümkün
olacaktır. Ancak gerekli adımları atamadıysak, sorumluluklara hazır değilsek
aşırı sorumluluğun getirdiği sıkıntılar ve hatta yıkımlar oluşabilir.
Satürn
Kovalar ve yükselen Kovalara, felsefe, öğrenim, inançlar ve yurtdışı
yolculuklar konusunda zorluklar ve ekstra yükler getirebilir. Burada bir
yükseliş yaşıyoruz ve hırslarımızın ve gayretlerimizin meyvesini toplamaya
doğru gittiğimizi hissediyoruz. Bütün bunların felsefik bakış açısını da
netleştirmeye çalışıyoruz. Felsefe, metafizik, hukuk, din, dünyanın düzeni gibi
yönleriyle ilgilenirken dağılmamaya ve hedefimizden sapmamaya özellikle dikkat
etmeliyiz. Öte yandan bakış açımızda kesin çizgiler çizmemeli, katı kurallar
koymamalı, felsefelere, yeni deneyimlere açık olmaya da devam etmeliyiz. Yoksa
kalıplaşmış fikirler fanatikliğe yol açabilir. Yurtdışıyla ilgili sıkıntılar
yaşayabiliriz. Ancak bütün yolculuklar kötü olacak anlamında olmasa da,
keyiften çok sorumluluk ve öğrenme anlamına gelen yurtdışı deneyimleri
olabilir. Bu dönemde hukuki problemlerle
de karşılaşabiliriz.
Diğer
burçlara haftaya devam edelim ve Merkür gerilemesi sırasında karşılaşılan
zorluklar için yapılması gerekenleri de söyleyerek bu haftayı noktalayalım. Çok
basit. Aklınızı kullanın. Önemli antlaşmaları gerileme öncesi ya da sonrasına
getirmeye çalışın. Olmuyorsa zorlamayın ama imza atmanız gerekiyorsa tekrar
tekrar okuyun ve hukuki bir konuysa güvendiğiniz birinden yardım alın. Tabii ki
sezgileriniz de yabana atmayın. Onlar da size yol gösterecektir. Ayrıca, yarım kalmış işler, karar
veremediğiniz konular, dağınıklığı toplamak, yeni planlar yapmak için de bu
harika dönemi mutlaka değerlendirin derim. Şimdilik bu kadar.
Haftaya
kadar tüm gezegenleri enerjisinden doğru olarak yararlanmanız dileklerimle…
LORELEİ
28 Temmuz 2012 Cumartesi
Bu Yazın En Başarılı Dizisi: İşler Güçler
Çok güzel bir dizi buldum sonunda kendime. Kesinlikle bu yaza damgasını vuran bir dizi oldu. Birçok yerde okuduğum yorumlara göre de çok fazla kişi tarafından beğenilmiş. Hangi dizi diye sorarsanız: İşler Güçler...
Doğruyu söylemek gerekirse ben tanımıyordum daha önce Ahmet Kural'ı da Murat Cemcir'i de. Hatta Ahmet Kural 'ın dizinin her bölümünde en az on kere başrol oynadığını söylediği Gazi dizisini hiç ama hiç hatırlamıyorum:)) Zaten dizide de kendi adıyla oynayan oyuncuları da hiç kimse tanımıyor ve meşhur olma çabası içindeler:))
Özellikle Muhteşem Yüzyılda figuran olarak Osmanlı askeri rolünde görev alan Sadi Celil Cengiz'in tanınma çabaları, oyuncu olmak için gümrük memurluğu işini bırakıp istanbul'a gelişi (üstelik KPSS den 85 almışken:)) falan çok komik...
Dizide birbirinden parlak karakterler var. Sadi'nin hiç yalan söyleyemeyen kızkardeşi Zehra, Meslek Hikayeleri belgeselinin çatlak yapımcısı, Ahmet Kural ve Murat Cemcir'in güzel menajerleri...falan. Diziye oldukça neşe katıyor. Espriler çok kaliteli. Bir de oyuncuların kendilerini oynaması olayları çok gerçekçi kılıyor.
Ayrıca kahramanlarımızın çektiği belgesel kanal tarafından bir türlü yayınlanmıyor. Her hafta belgesel başlayacak diye tv başına oturup Rambo serisiyle karşılaşmaları onlar için çok hazin olsa da izleyiciyi güldürüyor. Geçen hafta dizi başlamadan önce yaptıkları ise süper ötesi güzel ve ilginç bir espri olmuştu. Tam dizi başlayacak diye bekliyorduk eşimle, birden baktık Rambo 4 başladı. Aaa dizi yayınlanmayacak mı acaba diye birbirimize bakarken birden kahramanlarımızın sesi duyuldu ve anladık ki seyircilerine hoş bir şaka yapmışlar. Ardından ekranda bir yazı göründü. Yayınımıza teknik arızadan dolayı Rambo 4 yerine İşler Güçler dizisiyle devam ediyoruz. şeklinde...Bu da Dizi oyuncularını Rambo serisinden bir intikamı olsa gerek:))
Henüz 5 bölüm oynayan diziyi izlemeye başlamak için hala geç kalmış sayılmazsınız.
24 Temmuz 2012 Salı
Lorelei Diyor ki: Satürn geriler, Merkür geriler, sonra…
Mars ve Satürn’ün Terazi’deki kişisel etkilerini incelemeye
devam edelim mi? Satürn Terazi’deyken en çok Terazi burçlarını ve yükseleni
Terazi olanları etkiliyor. Tabii öncü burçları yani Koç, Yengeç ve Oğlak
burçlarını ve yükseleni bu burçlarda olanları da.
Öyleyse Satürn’ün disipline eden, biraz sıkan ama son derece
öğretici olan etkilerinin insanın hayat yolculuğunda ne kadar önemli olduğunu
ve Satürn’ün dersini almadan sınıfı geçemeyeceğimizi de tekrar belirtmekte
fayda var. Sınıfı geçmeyi mecazi olarak söylüyorum tabii. Sınıfı geçmek demek
insan olma yolunda bir kademe daha üste çıkmak, hayat yolculuğumuzda bir
basamak daha ilerlemek ya da tamamlanma yolculuğumuzda aşama kaydetmek de
denilebilir.
Öncelikle Aslanlardan başlayalım, zira Güneş Aslan burcunda.
Aslanlar ve Yükselen Aslanlar, Satürn’ün iletişim, kısa yolculuklar ve kardeşler
ve eğitim evine yaptığı açı nedeniyle zorlu bir dönemden geçiyor olabilirler
ama bu dönem onlar için bir hazırlık ve öğrenme dönemi olarak algılanmalıdır. Bu
alan yakın çevreniz, dünyayı algılayışınız, zihinsel yapınız, konuşma ve
dinleme tarzınızı gösterir, yani son derece otomatik yaşadığınız, sorgulama gereği
hissetmediğiniz, üzerinde düşünmediğiniz konuları kapsar. Oysa hayatımızı
istediğimiz şekilde yönlendirebilmek için bu konuları da bilinçli olarak
kontrol altında tutabilmemiz gerekir. Bu alandaki gerçek potansiyelinizi
dışarıya çıkarabilmek ve ileride planlarınız içinde kullanabilmek için burada yapılandırmayı
tamamlamalısınız. Bu dönemi bir kendini geliştirme ve öğrenme dönemi olarak
geçirirseniz bir sonraki döneme daha rahat geçersiniz. Marsın burcunuzu nasıl
etkilediğini geçen yazımdan bakıp ikisinin ışığında hayatınızda bir
değerlendirme yapabilirsiniz.
Başak burçları ve yükselen Başaklara gelince onlar da
kendini anlama ve isteklerini tespit etme yolunda hala subjektif bir alanda. Bu
kez nelere değer verdiğiniz, nelere sahip olduğunuz ve olmak istediğiniz konusu
ön plana geçiyor. Bu değerler maddi de manevi de olabilir. Kendini anlama
yolunda gereken daha çok manevi değerler ise bu ön plana gelebilir. Maddi
sıkıntıların yaşandığı bir dönem de olabilir. Eğer paraya aşırı bağlanmış,
kendi gerçek değerini bu alanla eş koşmuş bir kişiyseniz ve bu durum kendimizi
gerçek anlamda tanımanızı ve değerlendirmenizi engelliyorsa, bu noktada maddi
kayıpları da deneyimleyebilirsiniz. Sıkıntı içinde kalmak yerine maddi konuları
sorgulamak ve bu konulara yaklaşımınızı daha iyi anlamak gerekebilir. Bu alanda yaşadığınız sorgulamalar, kendi
içinizde bir çözüm ve kararlılık oluşturuncaya kadar, yani Satürn’ün etkisi geçene
kadar maddi konulara dikkat etmekte, ekonomi yapmakta ve bu alana aşırı ve
takıntı oluşturacak derecede ilgi göstermemeye dikkat etmekte fayda var.
Bu arada Merkür’ün Aslan burcunda geri hareketinde olduğunu
belirtmekte fayda var. Satürn konusu uzun olduğu için onu parça parça
anlatacağım. Ama Merkür Aslan burcunda geri gittiği için öncelikle Aslanları ve
yükseleni Aslan olanları dikkatli olmaya çağırıyor. Daha sonra Kova burçları ve
yükseleni Kova olanlar etkileniyor. Ayrıca Akrepler, Boğalar da bu dönemde her
zamankinden daha dikkatli olmalılar. Merkür geri giderken daha önce rutin
olarak yaptığımız işleri yaparken tekrar tekrar kontrol etmeliyiz. Ayrıca yeni
bağlantı ve anlaşmalarda da sorun çıkmaması adına dikkatli olmalıyız. Eskiden
gelen işler ve sorunlar, yarım kalanlar içinse Merkür gerilemesi çok güzel bir
tamamlama fırsatı.
Merkür’ün ateş burcu olan Aslan’da gerilemesinin genele
olarak etkisi geçmişin, bugünün ve geleceğin olanaklarını görebilme kapasitesi
oluşturmasıdır. Bu dönemde sadece geçmişimizden ibaret olmadığımızı, geleceği
de düşünmemiz gerektiğini anlarız. Merkür'ün ateş elementinde geri hareketinde
olduğu dönem, hayatımızın bu yönünü gözden geçirme, canlandırma için iyi bir
fırsattır. Yaratıcılık içeren, örneğin resim yapma, müzikle uğraşma ya da diğer
sanatsal aktivitelerle yaşam tarzını şekillendirmek mümkün olabilir.
Satürn’ün etkilerine ve Merkür gerilemesiyle ilgili diğer
merak ettiğiniz konulara bir sonraki yazımda değineceğim.
Bu dönemde kararlarınızı aklınızın, kalbinizin ve
sezgilerinizin ortaklığında almanızı dilerim…
LORELEİ
21 Temmuz 2012 Cumartesi
Ramazanın İlk Günü Özel Olsun Dedim: Mantı Yaptım
Bu sene de Ramazan Ayı geldi çattı. Sıcak ve uzun günlerde oruç tutmak epey zorlayacak gibi görünse de çoğumuz elinden geleni yapacak. Ben de hazır evdeyken ilk güne özel bir sofra kurayım istedim. Oruçluyken insanın canı herşey ister genelde ama benim canım en çok mantı istedi. Hem eşim de çok sever dedim, üşenmedim yaptım.
Nasıl yaptım derseniz. Önce hamurunu yumurta, un, tuz ve biraz ılık su ile yoğurdum. Baya sert bir hamur oluyor.
İçi için ise: kıyma , büyük bir soğan, maydanoz, karabiber, tuz.
Şimdi mantı yapıyorum diyince öyle kocaman yufka açabiliyorum gibi de anlaşılmasın yani:) henüz o kadar becerikli olamadım. Ama yaklaşık 30 cm çapında açabiliyorum. Zaten daha büyüğü de iyi olmuyor. Kesip içini doldurup kapatıncaya kadar hamur yumuşayıp yapışıyor. O yüzden küçük yufkalar açmanızı ben özellikle tavsiye ederim:)
Akşam iftar vaktine yakın mantılarımı haşladım, üzerine sarımsaklı yoğurt, onun da üzerine naneli, biberli ve azıcık salçalı kızdırılmış tereyağını döktüm. En çok yağı döktüğümde çıkan foşşş sesisi seviyorum:))
Ohhh misss. Afiyewtle yedik valla. nefistiii.
19 Temmuz 2012 Perşembe
Şeflerin Düellosunu Seyrediyorum: Yorumlarım
Hafta içi neredeyse her akşam yayınlanan programı eğer evdeysem izliyorum. Yemek yapmayı ve yemek programları izlemeyi oldum olası sevmişimdir. Programla ilgili okuduğum yorumlara göre benim gibi yemek programı düşkünleri oldukça fazlaymış ve program iyi rayting alıyormuş.
Formatı bence oldukça güzel olan programda hoşuma gitmeyen noktalar var ama. Nasıl jüri üyeleri eleştiriyorsa yarışmacıları birer birer ben de onları eleştireceğim şimdi. Hemen Mehmet Özer'den başlamak istiyorum. Gereğinden fazla sert buluyorum onu. Ne olmuş canım altı üstü bir yemek. Dünyanın sonu sanki gibi davranıyor bazen. Ayrıca kendi yaptığı programı izleyenler varsa ki ben sık sık izlerdim, orada kendisinin yaptıklarını yarışmacılar yaptığında basıyor eleştiriyi. Hemen örnek veriyorum: İsrafın önde gidenini yapıyor, taslarda malzemeleri yarım yarım bırakıyorken yarışmacılara rahatlıkla israf yok, puan kırarım diyebiliyor. Bir de süre konusundaki cimriliği yaparken biraz empati kursa iyi olur. Kendi programında bütün doğrama, soyma, hamur açma, şekil verme,kızartma... gibi oyalayan işleri yardımcısının yaptığını düşünemiyor mu acaba?
Nalan Aksoy ve Yağız İzgül'ü ise pek tanımıyorum. Biri tencere markası sahibiymiş, diğerinin de organizasyon şirketi varmış. Neden orada olduklarını da pek anlamadım Ama neyse...
Programda hiç hazzetmediğim kişi ise programın sunucusu Atılgan Poyrazoğlu. Ben sevmedim. Yarışmacılara süre verilirken gereksiz karışması, süreyi kendisinin belirlemesi, zaten azıcık verilen süre zarfı içerisinde yarışmacıları rahatsızlık verecek derecede oyalaması, her lafın içinde olup herkesten çok konuşması, espiri yapıyorum sanıp boş konuşması... gibi itici özellikleri var bence.
Yarışmacıların yaptıkları yemeklere gelince çoğunu ilginç ve değişik buluyorum. Hoşuma gitmiyor değil yani:) Değişik soslar, baharatlar kullanmak, değişik şekillerde pişirmek falan güzel oluyor. Yalnız şunu da belirtmek isterim ki bu yarışmada şunu öğrendim, biz senelerdir yemeklerimizi soğan salça koyarak pişiriyorduk, hata yapıyormuşuz şarap koymak lazımmış;))
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)