Herkese mutlu haftalar dilerim öncelikle. Hayatımın en keyifli anlarını yazdığım bu sayfamda üzücü olaylar olduğunda sessiz kalmayı tercih ettiğimden bir süredir uzak kaldım buralardan. Ha şimdi her şey çok mu yolunda? Değil belki ama hayatımıza devam ediyoruz sahip olduklarımıza şükrederek.
En son gurur yazısıyla karşınıza geleceğimi yazmışım. O zaman bu geç kalmış bir gurur yazısı olsun. Çünkü en son yazımdan bu yana, ciddi anlamda şeker ve ekmekle aramı açtım. Şeker yok, ekmek yok değil ama az ve öz, bisküvi, kurabiye, hamur işi yok, yok da yok.
Özellikle üşenmeden sırf canım istedi diye yaptığım kurabiyeler, kekler yok. Hele burada tarifini de verdiğim ve tadına bayıldığım için evden hiç eksik etmediğim o cookie ler var ya, bol tereyağlı şekerli olan. Onlar hiç yok.
Yok diyorum ama daha bir hafta yeni oldu. Nereye kadar sürecek bilmiyorum ki:)) Her neyse bakalım göreceğiz artık. Bu arada farkettiyseniz ekmek için az ama öz demiştim. İşte o öz be öz benim kendi ekmeğim. Kendi ellerimle yaptığım ekmek.
Süt, maya, tuz ve un birleşir. Yoğurulur ve hamur oluşur.
Hamur kabarır...
Kabarır.....
ve pişerek ekmek olur.
Sonra da afiyetle sıcacıkken yenir. Ama az yenir.
Not: Ekmeğimin unu 7 tahıllı un, içerisine de lezzet versin diye biraz zeytin ve ceviz ekledim. O kadarcıkdan bişey olmaz.