Sayfalar

mustafa topaloğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
mustafa topaloğlu etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Nisan 2012 Salı

İnsanız Sonuçta, Tahammül Sınırımız Var Ama Saygı Şart

İnsan, değişik bir varlık gerçekten değil mi? Hem fiziksel, hem ruhsal yönden çeşitliliği ne kadar da sınırsız. Eee genler sağolsun:) Sarışın, mavi gözlü, esmer, kıvırcık saçlı, burnu kocaman, gözleri iri, ağzı küçücük, boyu uzun, kısa, kilolu, sıska.... derken dış görünüş özellikleri nerdeyse saymakla bitmiyor. Aynı şekilde huyu suyu da öyle... kibirlisi, kıskancı, utangacı, çok konuşanı, tez canlısı, yönetme meraklısı, iradelisi, karamsarı, iyimseri, gözükarası, çalışkanı, tembeli.... yine say say bitmiyor. Ve tüm bu farklı özelliklerdeki insanlar olarak hepimiz birarada yaşamak zorundayız. Anlaşsak da anlaşamasak da veya sevsek de sevmesek de...

Birarada yaşamda kişiler arası farklılıkların ne derece olumsuz şartlar yaratabileceğine dair çok güzel  örnek olabilecek bir yarışma seyrediyoruz son günlerde. Survivor. Her zaman seyredemesem de takip etmeye çalışıyorum çoğu zaman. Mesela ben hep haklıyım, ben yaşça da büyüğüm diyerek her zaman karşısındakinden saygı bekleyen ama saygı duyma sırası kendisine geldiğinde çevresindekilerle sorun yaşayan Mustafa Toplaoğlu son günlerde hayli gözüme çarptı. Kendisini her izlediğimde yüksek sesle konuşurken, kendisine ses yükseltildiğinde karşısındakini saygısızlıkla suçlayan ve çok rahat bir şekilde kendini savunarak benim konuşmam öyle diyen insanlardan biri olarak gördüm kendisini. Bu yüzden burdan eleştirmeden edemedim davranışlarını.

Aslında yarışma format olarak çok güzel (her ne kadar Acun Ilıcalı'yı televizyonlarda kış boyu her akşam görmüş olmaktan gına gelsem de) . İnsanlara zor şartlar altında yaşamayı öğretiyor, aç kalıyo olsalarda okyanus kıyısında bir nevi tatil yaptırıyor:) Ekmeğini taştan çıkarmak deyimi var ya. O burada biraz gerçek oluyor sanki. Burda gerçi denizden çıkarmaya çalışıyorlar:) Daha önce burun büküp yemedikleri nimetlerin değerini anlıyorlar. Kilo alırım diyerek pilav yemeyen biri, bir pirinç tanesinin ne kadar kıymetli, ne kadar da doyurucu olduğunu görüyor. Evdeyken doydum diyerek tabağında yemek bırakırken ve sonra da çöpe atarken belki de, şimdi tabaklarını parmaklarıyla sıyırıyorlar. En güzeli aç kalıp açın halinen anlayabiliyorlar.

Ahh bir de şu insanoğlunun yaradılışında dedikodu yapma özelliği olmasa. O zaman insanlar arası ilişkiler daha bir sorunsuz olacak sanki. Zaten bir kere arkadan konuşmalar başladı mı orda fikir ayrılığı başlamış demektir ve soğuk rüzgarların esmesine ramak kalmıştır. İnsanın karşısındakiyle çözemediği bir problemi, sorunla alakasız birine aktarması ne gibi bir çözüm yolu getirebilir ki oysa. Ben şimdi bunu eleştirsem de hepimiz yapıyoruz bunu. Yüzyüze bakarak, kırıcı olmadan çözemiyoruz sorunlarımızı. Gerçi böyle konuşmak kolay, herkes kendini haklı görür çünkü. Hem karşındaki insan senin haklı olduğun yönü anlayacak kapasite de olamıyor çoğu zaman da diyebilirsiniz. Ne diyeyim çok haklı da olabilirsiniz:)

Netice olarak Survivor, nasıl değerlendirdiğinize bağlı olarak güzel bir program. Yüksek bir akıl ürünü diye düşünüyorum . Değerlendrimesi size kalmış.

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...