18 Eylül 2012 Salı
Sirtakili Düğün
Geçtiğimiz hafta sonu bir arkadaşımızın balıkçı meyhanesinde gerçekleşen düğünü diğer düğünlerden biraz farklıydı benim için. Televizyondan falan izlediğim bildiğim birşey olmasına rağmen ilk defa sirtaki oyununu canlı izledim. Buzuki Orhan'ın söylediği Rumca şarkılar eşliğinde oynanan oyunlar, çekilen halaylar çok hoştu. Ben de dayanamadım hemen telefonumdan kameraya çektim. Yalnız görüntü kalitesi ve ses için şimdiden özür dilerim. Bu arada videoların yüklenmesi de biraz sürüyor sanırım:(
12 Eylül 2012 Çarşamba
Söyle Hakim Bey bu da mı gol değil?
Hakim Bey deyince aklıma hep Rahmetli Sadri Alışık' ın filmindeki Ofsayt Osman gelir. Ağlayarak der ya hani: Söyle Hakim Bey bu da mı gol değil? bu da mı ofsayt? diye. Sonra Hakim de : Gol oğlum bu defa gol der:)
Ama bu sefer ki farklı Hakim Bey:) Bu sefer şarkı. İlk defa Kuzey Güney dizisinde Cemre Kuzey'e olan aşkını itiraf ederken dinlemiştim. Bu sıralar da radyolarda çokça çalıyor. Sözleri de Sezen Aksu'ya aitmiş üstelik.
Bu arada Kuzey Güney'in yeni sezonu da başlıyormuş. Hatırlarsanız ya da izlediyseniz sezon finalinde bolca ağladıydık. Ben Kıvanç Tatlıtuğ'un çektiği acıyı yansıtmada bu kadar başarılı olabileceğini hiç düşünmezdim. Kendi ağlarken sağolsun hepimizi de ağlattı. Reklamlardan gördüğüm kadarıyla sezon açılışında da ağlamaya devam edicez.
O zamana kadar şimdilik bu şarkıyla idare edelim öyleyse:
Ama bu sefer ki farklı Hakim Bey:) Bu sefer şarkı. İlk defa Kuzey Güney dizisinde Cemre Kuzey'e olan aşkını itiraf ederken dinlemiştim. Bu sıralar da radyolarda çokça çalıyor. Sözleri de Sezen Aksu'ya aitmiş üstelik.
Bu arada Kuzey Güney'in yeni sezonu da başlıyormuş. Hatırlarsanız ya da izlediyseniz sezon finalinde bolca ağladıydık. Ben Kıvanç Tatlıtuğ'un çektiği acıyı yansıtmada bu kadar başarılı olabileceğini hiç düşünmezdim. Kendi ağlarken sağolsun hepimizi de ağlattı. Reklamlardan gördüğüm kadarıyla sezon açılışında da ağlamaya devam edicez.
O zamana kadar şimdilik bu şarkıyla idare edelim öyleyse:
11 Eylül 2012 Salı
Lutenitsa Denemem
Üniversitede okurken Bulgaristan göçmeni bir arkadaşım vardı. Memlekete gittiğinde annesinin yaptığı bu geleneksel lezzeti kavanozlarla getirirdi. Biz de bayılarak yerdik:) kahvaltıda ekmeğin üzerine sürüp yemesi çok güzel olurdu. Üstelik bu nefis lezzet, makarnalara da çok yakışıyor. Her an kullanıma hazır bir şekilde makarna sosu olarak da elinizin altında bulunması faydalı olabilir.
Nasıl mı yaptım:
1kg patlıcan ve 1kg salçalık biberi fırında közleyip, kabukların soyup bir tencerenin içerisine koydum.
1kg domatesi rendeleyip ayrı bir tencerede pişmeye bıraktım
1kg havucu soyup, doğrayıp, haşlanmaya bıraktım
Tüm karşımı bir tencerede birleştirip, 5 diş kadar sarımsak, tuz, kimyon ve karabiber ilave ederek çubuk blendırla ezdim.
Karıştırarak 1 saat kadar kaynattım.
Ben ilk defa denedim. Bundan da şöyle bir tecrübe edindim ve hemen sizlerle paylaşmak istedim.
* İçinde kullandığım sebzelerin bir oranı olmalıymış. Mesela ben 1 kg salçalık biber, 1 kg patlıcan, 1kg domates, 1 kg havuç ve 5 diş sarımsak kullandım. Patlıcanın tadının biraz eksik hissettim. Salçalık biber ve domates kokusu daha baskın geldi. Yani patlıcanı 2 katna çıkarsak. yani 1kg biber için 2 kg patlıcan. daha lezzetli olacak gibi geldi:)
* İkincisi patlıcan ve biberleri közleyip kabuklarını soyduktan sonra koyduğm tencerede biriken suyu atmam daha doğru olurmuş. Tadını hafif ama çok hafif acıttı.
* Havuçları haşlayıp eklemiştim. Bunun yerine rendeleyip, tavada biraz öldürdükten sonra ekleseydim, havuç tadını biraz daha fazla alabiliridm gibi geliyor.
Yapa yapa öğrenicez artık napalım:) Bu hali de güzel ama bi dahaki sefere daha lezzetli olacağından eminim.
Bu arada gelecek hafta sonu da annemin tarifi olan acıka var sırada. O da parmaklarınız yedirtecek cinsten:)
Kışıklara full performans devam yani;)
10 Eylül 2012 Pazartesi
Birkaç Püf Noktası
Bugün ordan burdan okuyup öğrendiğim veya duyduğum püf noktalarından denediklerimi sizlerle paylaşayım dedim. Hiç aklıma gelmeyecek şeyler bazen gerçekten güzel bir kurtarıcı olabiliyor.
Bugün mutfak ve ev işlerine dair bildiğim püf noktalarından bir kaç tanesini yazayım:)
* Mutfak lavabonuz metalse ve evyeniz ile birlikte parıl parıl parlamasını istiyorsanız süngerdeki detarjana bir miktar da tuz ilave edip ovarsanız ışıl ışıl parladığını görebilirsiniz.
* Çok fazla sarımsakla uğraştınız ve elleriniz sarımsak mı koktu? Elinize hemen bir metal nesne, kaşık veya bıçak alın, suyun altında ellerinizi metalle ovarak yıkayın. elinizde kokunun kalmadığını göreceksiniz.
* Domatesin kabuğunu kolay soymak için önce kaynayan suya sonra da soğuk suya daldırmanın ne kadar etkili olduğunu hiç denediniz mi?
* Yemeğiniz çok tuzlu olursa içine ekleyeceğiniz patates fazla tuzu alır. Sizi duydum, bunu herkes bilir dediniz:)
* Kek veya poğaça yaparken kabartma tozunu unla karıştırıp ilave ettiğinizde daha güzel sonuçlar alabilirsiniz. Üzümlü kek yapacaksanız üzümleri una bulayıp ilave ederseniz, birbilerine yapışmaz ve daha güzel dağılırlar.
5 Eylül 2012 Çarşamba
İşte Yeni Çalışmam: Kanaviçe Güllü Pano
Aslında bitmeden, çerçeveletmeden yayınlamayacaktım. Kendimce söz vermiştim. Ama dayanamadım. Hoşuma gittiği için yarım da olsa sizlerle paylaşmak istedim.
Sadece üst taraftaki üç yaprak kaldı şu anda. Yani bu resimi çektikten sonra da bayağı bir işledim. Ama sona yaklaşmış halini şu anda göstermiyim dedim:) Gerisi de süpriz olsun zaten. Bu arada benim panomun renkleri biraz farklı. Daha önce işlemeye başladığım ama henüz bitiremediğim bir masa örtüm vardı. İşte ondan arda kalan ipleri kullandım.
Bu kanaviçe inanılmaz bir şey. İnsanı nasıl rahatlatıyor anlatamam. Ben evde olduğum zamanlarda işlerimi biran önce bitireyim de azcık başına oturayım işimin diye dört gözle bakıyorum.
Özellikle son zamanlarda yabancı dergilerde çok daha güzel, böyle çiçekli falan değil de daha modern modeller var. Bir sonraki işim öyle olacak.:)
Sadece üst taraftaki üç yaprak kaldı şu anda. Yani bu resimi çektikten sonra da bayağı bir işledim. Ama sona yaklaşmış halini şu anda göstermiyim dedim:) Gerisi de süpriz olsun zaten. Bu arada benim panomun renkleri biraz farklı. Daha önce işlemeye başladığım ama henüz bitiremediğim bir masa örtüm vardı. İşte ondan arda kalan ipleri kullandım.
Bu kanaviçe inanılmaz bir şey. İnsanı nasıl rahatlatıyor anlatamam. Ben evde olduğum zamanlarda işlerimi biran önce bitireyim de azcık başına oturayım işimin diye dört gözle bakıyorum.
Özellikle son zamanlarda yabancı dergilerde çok daha güzel, böyle çiçekli falan değil de daha modern modeller var. Bir sonraki işim öyle olacak.:)
4 Eylül 2012 Salı
TCDD Bu Filmleri Öneriyor
TCDD film mi öneriyor? Nasıl Yani dediğinizi duyar gibiyim:)
Eğer siz de banliyo trenlerini kullanıyorsanız yeni trenlerdeki küçük televizyonları görüyorsunuz demektir. Ben her binişimde izliyorum. Vakitin çabuk geçmesini sağlıyor. Ama en çok ilgimi çeken ise Kült Filmler başlıklı videoları. Ben de bugün onlardan bahsedeyim istedim.
İşte TCDD'nin Kült Filmler Listesi
1. Pulp Fiction (Ucuz Roman)
2. Fight Club (Dövüş Kulübü)
3. Clocwork Orange (Otomatik Portakal)
4. The Good, Bad and Ugly (İyi Kötü ve Çirkin)
5. Citizen Kane (Yurttaş Kane)
6. Casablanca
Ben bu filmlerden henüz sadece Dövüş Kulubü ve Otomatik Portakalı izledim. Dövüş Kulübü malum Edward Norton ve Brad Pitt'in oynadığı güzel ve bilinen bir film. Ama Otomatik Portakal'ı pek beğenmedim. Benim tarzım bir film değil. O yüzden pek tavsiye edemeyeceğim.
Diğerleri hakkındaki fikirlerimi de izledikten sonra yazarım artık:)
Bu arada Fight Club Sountrack'ını da eklemeden yapamıcam:) Pixies bu şarkıyı çok güzel söylüyor.
Eğer siz de banliyo trenlerini kullanıyorsanız yeni trenlerdeki küçük televizyonları görüyorsunuz demektir. Ben her binişimde izliyorum. Vakitin çabuk geçmesini sağlıyor. Ama en çok ilgimi çeken ise Kült Filmler başlıklı videoları. Ben de bugün onlardan bahsedeyim istedim.
İşte TCDD'nin Kült Filmler Listesi
1. Pulp Fiction (Ucuz Roman)
2. Fight Club (Dövüş Kulübü)
3. Clocwork Orange (Otomatik Portakal)
4. The Good, Bad and Ugly (İyi Kötü ve Çirkin)
5. Citizen Kane (Yurttaş Kane)
6. Casablanca
Ben bu filmlerden henüz sadece Dövüş Kulubü ve Otomatik Portakalı izledim. Dövüş Kulübü malum Edward Norton ve Brad Pitt'in oynadığı güzel ve bilinen bir film. Ama Otomatik Portakal'ı pek beğenmedim. Benim tarzım bir film değil. O yüzden pek tavsiye edemeyeceğim.
Diğerleri hakkındaki fikirlerimi de izledikten sonra yazarım artık:)
Bu arada Fight Club Sountrack'ını da eklemeden yapamıcam:) Pixies bu şarkıyı çok güzel söylüyor.
1 Eylül 2012 Cumartesi
Annemin Tarifi: Nefis Acı Turşu
Ben öyle acı biberi de turşusunu da pek yiyemem. Ama çocukluğumdan beri çok sevdiğim bu lezzeti ilk defa kendim de yapmak istedim. Eşim acı bibere de turşusuna da bayılır. Bu eşsiz lezzeti ona da tattırmam lazım dedim. Sağolsun annem de yardımcı oldu kurmama. Dediğine göre 10 gün sonra yiyebilecekmişiz:) bakalım nasıl olacak...
Özellikle kışın tarhana çorbasının yanında nefis tüketilen bu turşunun içinde neler var öğrenmek ister misiniz?
Evet içerisinde kabukları soyulup kuşbaşı doğranmış domates, yıkanmış küçük acı biber, sarımsak, yine yıkanıp doğranmış maydanoz ve tuz var sadece. Hepsini bir kapta karıştırıp kavanozlara doldurduk. Yalnız bu turşuyu buzdolabında saklamanız gerekiyor. Yoksa köpürüp, bozuluyormuş. On gün sonra temiz kaşıkla tüketeceğiniz kadarını bir tabağa alıp, üzerine biraz zeytinyağı gezdirip servis yapabilirsiniz:) Nefis bir suyu oluyor ayrıca:) ekmek banıp ye yani;)
Kış gelmeden önce hazırlıklarım devam edecek:) Daha lutenitsa yapacağım:)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)