Sayfalar

21 Temmuz 2012 Cumartesi

Ramazanın İlk Günü Özel Olsun Dedim: Mantı Yaptım



Bu sene de Ramazan Ayı geldi çattı. Sıcak ve uzun günlerde oruç tutmak epey zorlayacak gibi görünse de çoğumuz elinden geleni yapacak. Ben de hazır evdeyken ilk güne özel bir sofra kurayım istedim. Oruçluyken insanın canı herşey ister genelde ama benim canım en çok mantı istedi. Hem eşim de çok sever dedim, üşenmedim yaptım.

Nasıl yaptım derseniz. Önce hamurunu yumurta, un, tuz ve biraz ılık su ile yoğurdum. Baya sert bir hamur oluyor.

İçi  için ise: kıyma , büyük bir soğan, maydanoz, karabiber, tuz.

Şimdi mantı yapıyorum diyince öyle kocaman yufka açabiliyorum gibi de anlaşılmasın yani:) henüz o kadar becerikli olamadım. Ama yaklaşık 30 cm çapında açabiliyorum. Zaten daha büyüğü de iyi olmuyor. Kesip içini doldurup kapatıncaya kadar hamur yumuşayıp yapışıyor. O yüzden küçük yufkalar açmanızı ben özellikle tavsiye ederim:)

Akşam iftar vaktine yakın mantılarımı haşladım, üzerine sarımsaklı yoğurt, onun da üzerine naneli, biberli ve azıcık salçalı kızdırılmış tereyağını döktüm. En çok yağı döktüğümde çıkan foşşş sesisi seviyorum:))

Ohhh misss. Afiyewtle yedik valla. nefistiii.



19 Temmuz 2012 Perşembe

Şeflerin Düellosunu Seyrediyorum: Yorumlarım



Hafta içi neredeyse her akşam yayınlanan programı eğer evdeysem izliyorum. Yemek yapmayı ve yemek programları izlemeyi oldum olası sevmişimdir. Programla ilgili okuduğum yorumlara göre benim gibi yemek programı düşkünleri oldukça fazlaymış ve program iyi rayting alıyormuş.

Formatı bence oldukça güzel olan programda hoşuma gitmeyen noktalar var ama. Nasıl jüri üyeleri eleştiriyorsa yarışmacıları birer birer ben de onları eleştireceğim şimdi. Hemen Mehmet Özer'den başlamak istiyorum. Gereğinden fazla sert buluyorum onu. Ne olmuş canım altı üstü bir yemek. Dünyanın sonu sanki gibi davranıyor bazen. Ayrıca kendi yaptığı programı izleyenler varsa ki ben sık sık izlerdim, orada kendisinin yaptıklarını yarışmacılar yaptığında basıyor eleştiriyi. Hemen örnek veriyorum: İsrafın önde gidenini yapıyor, taslarda malzemeleri yarım yarım bırakıyorken yarışmacılara rahatlıkla israf yok, puan kırarım diyebiliyor. Bir de süre konusundaki cimriliği yaparken biraz empati kursa iyi olur. Kendi programında bütün doğrama, soyma, hamur açma, şekil verme,kızartma... gibi oyalayan işleri yardımcısının yaptığını düşünemiyor mu acaba?

Nalan Aksoy ve Yağız İzgül'ü ise pek tanımıyorum. Biri tencere markası sahibiymiş, diğerinin de organizasyon şirketi varmış. Neden orada olduklarını da pek anlamadım Ama neyse...

Programda hiç hazzetmediğim kişi ise programın sunucusu Atılgan Poyrazoğlu. Ben sevmedim. Yarışmacılara süre verilirken gereksiz karışması, süreyi kendisinin belirlemesi, zaten azıcık verilen süre zarfı içerisinde yarışmacıları rahatsızlık verecek derecede oyalaması, her lafın içinde olup herkesten çok konuşması, espiri yapıyorum sanıp boş konuşması... gibi itici özellikleri var bence.

Yarışmacıların yaptıkları yemeklere gelince çoğunu ilginç ve değişik buluyorum. Hoşuma gitmiyor değil yani:) Değişik soslar, baharatlar kullanmak, değişik şekillerde pişirmek falan güzel oluyor. Yalnız şunu da belirtmek isterim ki bu yarışmada şunu öğrendim, biz senelerdir yemeklerimizi soğan salça koyarak pişiriyorduk, hata yapıyormuşuz şarap koymak lazımmış;))

18 Temmuz 2012 Çarşamba

Tatil Bitti Resimler Kaldı: Alaçatıdan Görüntüler

Yaz gelse de tatile gitsek bütün senenin yorgunluğunu üzerimizden atsak diye beklerken bir de baktık bitmiş de evimize geri dönmüşüz bile...

Bu sene Çeşme'deydik.İlk defa gittiğim bu ilçeyi inanılmaz çok beğendim. Özellikle çok merak ettiğim Alaçatıya hayran oldum. Ama akşamları felaket kalabalık oluyormuş:) Fotoğraflarım da kalabalığın içinde ilerlemeye çalışırken çekildi. Hoşgörürsünüz umarım.





Dar sokakları, çiçekli sarmaşıklı küçüçük binalarıyla çok ama çok şirin bir yerdi Alaçatı. Ayrıca belirtmek isterim ki cumartesi günleri pazarı var. İstanbuldaki semt pazarlarından çok bir farkı yok. Ama ben rastlarsanız  gene de gezin derim. Birde meşhur İmren Pastaneleri var. Orda sakız tatlısı, sakızlı muhallebi, sakızlı dondurma veya sakızlı türk kahvesi seçeneklerinden birini veya hepsini deneyin diyebilirim:)

Ayrıca İmren'in masa örtüleri çok hoşuma gitti. Fotoğrafını çekip paylaşmadan edemedim:) altındaki resim de meşhur sakız tatlısı. Ben en çok onu beğendim...



17 Temmuz 2012 Salı

Lorelei Diyor ki: Mars ve Satürn Terazi’deyken neler olabilir?

Kısa bir aradan sonra yine sizlerleyim. Nasılsınız bakalım? Bazılarınız daha iyidir Mars Başak’tan geçti. Bazılarınız da Mars Terazi’ye geçtiği için biraz daha kötü. Ama bu bir devri daim. Hayatın akışı içinde kimi zaman sıkıntılı kimi zaman da daha rahat olacağız. Önemli olan bu devreleri en iyi, kendimize, ruhsal ve zihinsel tekamülümüze en fazla yararı olacak şekilde geçirmek.

Şimdi gelelim Mars ile Satürn’e? Ne olmuş onlara diyecekseniz. Mars uzun zamandır seyir halinde olduğu Başak’tan Terazi’ye geçti. Başak’ların sıkıntılı dönemleri hafifledi. Terazi’ler için dikkat edilmesi gereken bir dönem başladı. Tabii bu durum yükseleni Terazi olanlar için de geçerli. Sözünü ettiğim durum Ay burcunuz Terazi’deyse de sizi ilgilendiriyor ama yükseleni Terazi olan biri kadar etkilemiyor.

Satürn’ün de uzun zamandır bir ileri bir geri Terazi’de olduğunu biliyorsunuz. Mars ve Satürn’ün aynı burçta olması Teraziler ve yükseleni Terazi olanlar açısından biraz sıkıntı verici bir dönem olmasına neden oluyor. 3 Temmuz günü Mars Terazi burcuna geçti. 3 Temmuz-23 Ağustos arasında Terazi’de kaldıktan sonra 23 Ağustos – 7 Ekim arasında Akrep’te olacak. Mars, 7 Ekim – 17 Kasım arasında ise Yay burcunda ilerlemesine devam edecek.

3 Temmuz – 23 Ağustos arası dikkat çekici bir dönem çünkü uzun bir aradan sonra Mars yeniden öncü bir burçta olacak. Bu tarihler arasında haritalarında öncü burçları güçlü olanlar ve özellikle öncü burç yükselenler (Koç, Yengeç, Terazi ve Oğlak) çok daha hızlı adımlar atmak ve harekete geçmek zorunda kalacak. Uzun zamandır ertelenmiş olan işler yeniden harekete geçirilecek. Sürüncemede olan kararlar ele alınacak. Bu dönemde ilişkilere, anlaşmalara, ortaklaşa işlere daha soğukkanlı yaklaşmak
gerekebilir. Mars ve Satürn’ün aynı burçta olması dikkatimizi problemlere ve engellere odaklamamızı zorunlu kılacak.
Terazi burcunun doğum haritanızda hangi eve geldiğine dikkat ederek de 23 Ağustos’a kadar hayatınızı etkileyecek daha soğukkanlı ve dikkatli olmanız gerekecek konuları belirleyebilirsiniz. Ben kısaca yükseleninize göre sıralayayım.

Yükselen Koçlar, Mars Terazi’de iken ortaklıklar, evlilikler ve ticaretle ilgili konularda dikkat etmek zorunda kalacaklar.

Yükselen Boğalar, günlük işler, görevler, çalışma hayatı ve sağlıkla ilgili konulara dikkat etmeliler.

Yükselen İkizler, Marsın Terazi’de olduğu dönem boyunca sanat, yaratıcılık, aşk ve çocuklar ile ilgili konulara daha hassas yaklaşmalılar.

Yükseleni Yengeç olanlar, ev, aile, mülk alımı gibi konularda normalden daha fazla uğraşmak zorunda kalabilirler.

Yükseleni Aslan olanlar, iletişim, kısa yolculuklar, kardeşlerle ilişkiler gibi alanlarda dikkat etmek zorunda kalacaklar.

Yükseleni Başak olanlar ise, mali konular, tüm taşınabilir mallar, borç verilen para (alacaklar), kazançlar ve kayıplar alanlarında daha fazla uğraşmak zorunda kalacaklar.

Yükselen Teraziler bu dönemde kendi kimlikleriyle ve dış dünyanın onları gördüğü şekilleriyle bir başka deyişle imajlarıyla ilgili daha fazla uğraş içinde olabilirler.

Yükselen Akrepler, Terazilerin tersine iç dünyalarıyla, bilinçaltlarıyla daha fazla ilgilenecekler.

Yükselen Yaylar, arkadaş grupları, hayalleri, idealleriyle ilgili sorunları çözmeye çalışacaklar ya da hayatlarının merkezinde bu konular olacak.

Yükselen Oğlaklar ise, hayatlarının merkezine şu konuları koyacaklar: Sosyal statü, ün, kariyer, işverenler, itibarlı pozisyonlarda bulunan kişiler, karar-alma sürecindeki tüm otorite figürleri, yasaları güçlendirenler, anne/baba.

 Yükselen Kovalar, uzun yolculuklar, yabancı ülkeler, yüksek öğrenim, üniversite, görgü kuralları, gelenek ve görenekler, yargı, yasalar, din, yayıncılık alanlarından biri ya da
birkaçıyla ilgilenmek zorunda kalabilirsiniz.

Yükselen Balıklara gelince onlar da ölüm ve sonrası, derin dönüşümler, psikoloji, terapi, sırlar, tabular, cinsel deneyimler, miras, vergi, sigorta, borçlar, paylaşılan kaynaklar, eşinizin veya ortağınızın varlıkları ve paraları, ortak paralar gibi konularla ilgili uğraş verebilirler.

Geçmişe dayanan astrolojik bilgilerde astrologlar Mars ve Satürn gezegenlerinin buluşmasına önem vermişlerdir. Özellikle dünya/politik astroloji açısından bu dönemler kritik zamanlara işaret ederler. Şimdi bu yaz aylarında benzer bir dönemden geçmekteyiz. İki yıpratıcı, zorlayıcı güç olarak görülen Mars ve Satürn 15 Ağustos’ta tam olarak yan yana gelecek. Kişisel olarak etkilerini de bir sonraki yazımda anlatacağım.
Hayatınızla hayalleriniz sizi hep daha ileriye götürsün…
LORELEİ

5 Temmuz 2012 Perşembe

İstanbul Hatırası: AHMET ÜMİT


Büyük hevesle çektiğim ve paylaşmayı istediğim resmi yayınlayabiliyorum sonunda. Aslında çok klişe bir resim kahve fincanı yanında kitaplar biliyorum ama nedense kahve içerken kitap okumak çok daha keyifli oluyor. Hele okuduğunuz kitap da keyifliyse ikiye katlanır alınan haz. İşte Ahmet Ümit'in İstanbul Hatırası da öyle bir kitap. Ben kendi adıma çok severek okudum. Ayrıca çok da fazla şey öğrendim. Tek sorun kitap biraz fazla kalınca olduğundan okuması uzun sürdü. Bir de yazın kışa göre daha fazla gezip tozmaca olduğundan oturup kitap okumaya biraz daha az vakit kalıyor. Kitap okumamak için bu bir bahane olamaz tabii.




Neyse gelelim kitabımıza. İstanbul Hatırası polisiye bir kitap. İstanbulun çeşitli yerlerinde işlenen 7 cinayeti araştırıyoruz bu kitabı okurken. Ama şunu da söylemem gerekir ki dünyalar güzeli şehrimiz İstanbul'un tarihi, bu şehrin gelmiş geçmiş önemli imparatorları katil ve makdullerin biraz önüne geçiyor. Okudukça daha bir bilgileniyorsunuz ve daha da bir merak ediyorsunuz.

Kitabın konusu öyle anlatılabilecek cinsten değil. Yani çok geniş. Kahramanımız Komiser Nevzat'ın hayat hikayesi ise yürekler acısı. Eşi ve kızını arabasına koyulan bombanın patlaması sonucu kaybetmiştir. Mesleği yüzünden başına gelen olay, onu işinden soğutamamış, daha da işkolik bir hale getirmiştir. Nasıl olmasın ki sonuçta çözülmesi gereken bir cinayetler zinciri ve yakalanması gereken katiller varken.... Kimdi acaba bu katil veya katiller? Vermek istedikleri mesaj neydi peki? Neden cesetleri İstanbul'un tarihi için önemli noktalara bırakıyorlardı?


27 Haziran 2012 Çarşamba

Unuttum Sanmayın, Burdayım

Bu aralar işlerimiz öyle yoğun ki maalesef yazmaya fırsat bulamıyorum. Ama sakın unuttum sanılmasın ve tabii unutulmayayım da. Ben burdayım. Geri döneceğim. Bugünlük sadece bu güzel şarkıyı paylaşayım dedim:))

Yine Göksel'den...


18 Haziran 2012 Pazartesi

Lorelei Diyor ki: Gökte ne varsa yerde de o olur!


Bu aralar gökyüzünde olay üstüne olay oldu farkında mısınız? Yeryüzü de bir hayli karışık. Çünkü kadim astrologların dediği gibi gökte ne olursa yerde de o oluyor. Örneğin Güneş ve Ay tutulmaları üst üste geldi. Arkasından da Venüs geçişi. 24 Haziran’da da kesinleşecek olan bir Uranüs-Plüton karesi var. Bu kare ekonomik, sosyal ve kültürel değerlerde önemli değişim ve dönüşümlerin en yoğun dönemlerine girecek olduğumuzu göstermekte. 24 Haziran tarihinde bu karenin kesinleşiyor olması Haziran ayının çok hareketli geçeceğine işaret ediyor. 24 Haziran 2012’de kesinleşecek Uranüs-Plüton karesinden önce, bu karenin uyandırıcı, değiştirici ve dönüştürücü etkilerini yaşamaya başlayacağız. Venüs geçişi civarında yaşanması muhtemel salgın hastalıklar riski Uranüs-Plüton karesinin etkinleşmesiyle artabilir. Yaz aylarında sağlığımıza özen göstermemiz gerekiyor.

Venüs geçişi civarında inançlarda karmaşa dönemleri görülür. Venüs Geçişi öncesinde 20 Mayıs 2012 tarihinde gerçekleşen güneş tutulması Neptün ile kare açı yaptığı için bu riski arttıracak. Tutulma İkizler burcunun ilk dekanında gerçekleşti. Kadim astrologlarca İkizler burcunun ilk dekanındaki tutulmalar din adamları ve mezhepler arasında ihtilaf, ilahi kurallara itaatsizlik getirir. Tutulmanın Neptün ile dik açıda olması ve tutulma sonrasında gerçekleşecek Venüs geçişinin de İkizler burcuna düşüyor olması, inançların sorgulanması zamanlarında olacağımızı, kafaların karışık olacağını gösteriyor.

Tutulmayı takip eden yakın zaman diliminde, hayata bakışımızı ve inançlarımızı etkileyecek türde önemli şeyler öğrenebiliriz. Bu bilgiler kafamızı karıştıracaktır büyük olasılıkla. Çünkü tutulma Neptün ile dik açıda ve bu türde irtibatlar öğrenilen yeni ve farklı bilgilerin mevcut bilgi ve inançlarla entegrasyonunda zorlanma ve dengesizliklere işaret eder. Bu etkilerin ortaya çıkması 11 Haziran’da Jüpiter’in İkizler burcuna geçiş yapmasıyla tetikleniyor. Bu tarih civarlarında insanoğlu kendi geçmişiyle, kim olduğuyla, Dünya’daki misyonuyla ilgili çok önemli bilgilere ulaşabilir. İkizlerde Jüpiter, her tür bilgiye ve deneyime açtır. Evrenin izin verdiği kadar öğrenmek ister. Zihinsel olanı ve öğrenmeyi anlatan İkizler burcunda, genişlemeci Jüpiter’in yerleşmiş olması, kendimizi, zihinsel olarak geliştirme fırsatına sahip olacağımızı göstermektedir.

Bu yakınlarda Venüs doğasında girişimler yapmamız gerekiyorsa nelere dikkat etmeliyiz? (ilişkiye adım, evlilik adımı, estetik müdahaleler, sanatsal çalışmalar, dekorasyon değişiklikleri vs gibi girişimler). Böyle bir durumda Venüs’ün diğer gezegenler, özellikle de Ay’dan etki almadığı zamanları seçebiliriz. Yani hangi tarihlerden özellikle uzak durmalıyız? 29 Mayıs, 4 Haziran, 10-11 Haziran, 17-18 Haziran, 24-25-26 Haziran.

Bu haftaki önemli olaylara gelince…

Salı günü yeni adımlar için Ay ve Güneş’in tam kavuşumda olacağı 18:03 sonrasında aktif olmak daha isabetli olacak. 28 derece İkizler burcundaki bu kavuşum iletişim, haberleşme, bilgi alışverişleri, eğitim, yayıncılık, duyurular, önemli konuşma ve görüşmeler açısından yeni adımlar atabileceğimiz bir süreci işaret ediyor. Öte yandan, Venüs’ün henüz İkizler burcunda geriliyor olduğunu unutmamak gerekir. Ayrıca yeniayın gerçekleşeceği akşam saatlerinde 18:03 ile 20:34 arasında Ay boşlukta ilerliyor olacak bu yüzden, kalıcı ve somut sonuçlar elde etmek beklentisinde olacağımız girişimleri Ay’ın boşluktan çıkması ve Yengeç burcuna girmesi sonrasına (20:34) bırakmak daha isabetli olacak.

Çarşamba günü boyunca Ay Yengeç burcunda ilerliyor. Ailevi ve milli konuların vurgu kazanacağı bir gündeyiz. Gün boyunca etkin olacak Merkür-Satürn karesi fikir ve görüşlerimizi başkalarına kabul ettirmekte zorlanacağımızı gösteriyor. İletişim ve haberleşme konusunda stres yaşayabiliriz. Kendimizi ifade etmekte zorlanabiliriz. Bu yüzden önemli görüşme ve yazışmalarımızı bugüne denk getirmek iyi fikir olmayabilir. İmza atmamız gereken şeylerle ilgili de benzer etkiler söz konusu. Ticari konularda da hızlı adımlar atmamız zor olacak gibi gözüküyor.

Sabah saatlerinde etkin olacak Ay-Uranüs karesi ve hemen ardından gelen Ay-Plüton karşıtlığı işlerimizin iniş çıkışlı ilerleyeceğini gösteriyor. Öğle sonrasındaki saatler de dahil olmak üzere etkin olacak bu gergin açılar seyahatler ve taşınmalar, kamusal görevi olan kişilerle görüşmeler, evlilik ve ilişkilere yönelik adımlar, ameliyatlar, mücadeleli ve riskli işlere girişmek için uygun gözükmüyor. Bu saatlerde elimizden geldiğince hoşgörü ve esneklik göstermeliyiz. Merkür-Satürn karesinin kesinleşeceği akşam saatlerinden sonra gergin etkiler giderek azalacak.

Şimdilik bu kadar!
Yıldızların ışığı size yol göstersin…
LORELEİ

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...