Bu aralar pek yazı yazamadım yine. Nedeni bu sefer vakitsizlik değil. Dönüp yazdıklarıma şöyle bir baktım. Okuduğum kitabı anlatmayalı uzun zaman olmuş. Ben de hırs yaptım, kitabımı bitiricem onu anlatıcam biran önce diye. Üstelik yeni aldığımız fotoğraf makinesiyle de bir güzel resmini çektim:) (yeni fotoğraf makinamızı da bilahare anlatıcam) Sabırsızlıkla bekliyorum ki kitabı bitireyim, resmini de ekleyeyim diye.
Aslında kitabı bitirmeyi beklemek yerine önceden okuduğum milyon tane kitaptan (biraz fazla abartmış olabilirim) birini anlatayım resmini de internetten bulup ekleyeyim diye düşündüm. Ama sonra "olmaaz kendi kendine söz verdin buraya okudukça taze taze yazacaksın" deyiverdi içimdeki ses de vazgeçtim...
"Peki kitabın bitmedi o zaman yine çoktandır yazmamışsın bak, izlediğin filmi anlat" dedim yine kendi kendime. Eşimle kurulduk televizyonun başına bir güzel film patlattık. Sözüm ona ertesi gün ben burada anlatacaktım. Çok güzel film, mutlaka izleyin diyecektim. Ama beğenmedim ki filmi, nesini anlatayım... Acaba beğenmedim, sakın izlemeyin diye başlık atarak mı anlatsam dedim. Yooook olmaz şimdi emeğe saygısızlık olur dedim ondan da vazgeçtim:)
Dün de semizotu pişirmiştim. O zaman ben yemeğimin resmini çekeyim, yaptığım yemeği anlatayım diye düşündüm. Bu sefer yine içimdeki ses karıştı işime " Amaaaan semizotunu nenem de yapar, anlatılacak nesi var bunun" dedi. Hem bir önceki gün de enginar tarifi koymuşum. Üst üste yemek tarifi olmasın öyle dedim. Veee yine yazamadım.
Ama bugün de yazma isteğim depreşti birden. Boşverdim, kitap bitmesin, film varsın kötü olsun ( güzelini, anlatılmaya değer olanını buluncaya kadar izleriz), değişik yemek de yapmış olmıyım ama ben bugün yazıcam dedim:) Ortaya çıkan bu post oldu işte:))
Bir de başa düşünen kadın resmi ekledik mi tam ben oldu işte:)))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Sen Ne Dersin?