Daha önce televizyonda dizilerde görmüştüm, bir kere de çocukken gelmiştim. Nehir kenarındaki otelleri tekrar görmeyi çok istiyordum. Yemyeşil ağaçların içinden akan yeşil bir nehir ve sonunda masmavi bir deniz. Hem de uçsuz Karadeniz. Ülkemizin hırçın çocuğu:)
Yolculuğumuz Üsküdardan başladı. Üsküdardan Şile-Ağva arabalarına bindik. Yolculuğun 3 saat süreceğini öğrenince biraz hayal kırıklığına uğradım desem doğru olur. Çok uzun sürecekmiş gibi geldi. Ama yolun 1 saati zaten İstanbul içinde geçti. Ardından otobandan Şile. Buraya kadar dümdüz yolda hiç sıkıntısız geçti zaten. Şile'de 15 dakika mola verdikten sonra virajlı ağva yolları. Başta yol tutacak diye korkmama rağmen sonradan ağaçlı yolları izlerken yolun nasıl geçtiğini anlamadım bile:)
Otobüsün verdiği yorgunluğun yanında bu manzaranın dinlendirici etkisi çok iyi gitti:) 3 saatlik yolculuğun sonunda AĞVA geldik sonunda. Otelimizi internetten seçmiştim. Okuduğum yorumlar ve resimler üzerine karar vermiştik eşimle. O yüzden ben de biraz bahsetmek istiyorum. Gelmek isteyen olursa karar vermeyi kolaylaştırması açısından. Tranquilla Nehir Evi. Yeşillikler içindeki küçük ağaç evler.
Küçük ama temiz ve şirin odalar
Nefis yemekleri
Resimde gördüğünüz ayva reçelli cheesecake yarım çünkü biraz yedikten sonra resmini çekmek aklıma geldi:) İnanır mısınız bilmem ama çok lezzetliydi:)
Ağva gezimizin ilk gününden şimdilik bu kadar. Bugün hava biraz rüzgarlı ve soğuk. O yüzden bugün şöminenin başında kahvelerimizi yudumlarken kitap okuyarak ve internete bakarak geçecek gibi görünüyor. Ağvanın eşsiz doğasına ait resimleri de yarın veya günün ilerleyen saatlerinde yayınlarım:)
Çok güzelmiş, bayıldım...
YanıtlaSilçok güzeldi gerçekten:)
YanıtlaSilsiteniz çok güzel.çok şeker olmuş.benimde arkeoloji üzerine blogum var umarım ziyaret eder ve begenirsiniz.http://sanattarihivearkeoloji.blogspot.com/
YanıtlaSilçok teşekkür ederim. beğenmenize sevindim, ben de sitenizi ziyarete geleceğim mutlaka:)
Sil