Sayfalar

27 Ocak 2012 Cuma

Kar Yağarken Evde Olmak


Kar yağarken evde olup, perdeyi açıp camdan dışarıyı sevmeyi hep sevmişimdir. Çok üşürüm yapım gereği, o yüzden bir de üstüme battaniye alırsam, elimde bir fincan çay sıcacık ve çalan hoş bir müzik olursa da değmeyin benim keyfime o zaman...Ama tabii her zaman insanın istediği gibi olmuyor işte. Bu karda kışta o tatlı uykudan uyanıp,sıcacık evimden çıkıp yollara düştük sabah erkenden. Yollarda üşüdüm, yoruldum, karnım acıktı (biraz fazla duygu sömürüsü yaptım galiba)... Şaka bir yana hava felaket soğuk ve ben böyle havalarda sokakta kalmak zorunda kalanlara hep üzülürüm. Sabah istasyonun girişinde soğukta beklemek zorunda olan simitçi çocuk veya onun gibi dışarda tüm gün dikilmek zorunda olan çalışanlar ve evsizler  içimi sızlatır. Allah'a zorda veya açıkta olanlar için hep dua ederim.


Ben de işe geldim ama evde olup da anlattıklarımı yapmayı çok isterdim. Mesela şimdi evde olsam bir de kışın en güzel çerezi kestane pişirsek afiyetle yesek:) Kokusu şimdiden beynim de canlandı...Yoksa sizin de mi canınız istedi benim gibi:) Benim için kışın en güzel yanlarından biridir zaten kestane. Sokaklardaki kestane kebap diye bağıran satıcılar ne güzel de kokutuverir ortalığı birden...


Bu kış da sağolsun hep eşim çizip pişirdi kestaneleri. Yukardaki resim de gördükleriniz de onun yaptıkları. Sizi bilmem ama bu akşam eve gidince yine isteyeceğim kendisinden. Sonra da belki yağan karı izlerken bir güzel yiyeceğiz kestanelerimizi. Yarın da tatil  ve yine kar yağacakmış zaten. Bu sefer evde oturup hayalini kurduklarımı yapabilirim, yine camdan dışarı bakıp bir yandan sıcakta olduğuma sevinirken bir yandan üşüyenleri düşünürüm. Böyle çelişkili duygular içinde geçer gider vakit...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Sen Ne Dersin?

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...